Güncel Haberler

Gölcük Gölü’ndeki toplu balık katliamıyla ilgili soruşturma başlatıldı.

İlçede 1.050 metre yükseklikte bulunan Gölcük Gölü’nde pullu sazan türü balığın ölümünün ardından Ödemiş İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı ekipler sudan ve ölü balıklardan örnekler aldı.

Ödemiş Belediyesi ekipleri de ölü balıkları topladı. Gölcük ilçesine balık tutmak için gelenlere hoparlörlerden ölüm uyarısı yapıldı.

Yakınlarda yaşayan Cemil Acet, gazetecilere, son 3 gündür gölde toplu balık ölümlerinin yaşandığını söyledi.

Göldeki balıklardan sadece sazanın öldüğünü belirten Acet, şöyle konuştu: “Burada İsrail sazanı, yayın balığı, levrek ve pullu sazan olmak üzere 3-4 tür balık yaşıyor. Pullu sazan ölüsü dediğimiz balık en eski balık türlerinden biri. bu gölde.” dedi.

Mahallede esnaf olan Şahin Elbirlik, daha önce toplu balık ölümlerine tanık olmadığını ve ölümlere neyin sebep olduğunu bilmediğini söyledi.

İzmir Körfezi’ndeki 50 kat fazla amonyak balıkları zehirlemiş olabilir

İzmir Körfez Koordinasyon Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi’nde tespit edilen atık kaynaklı amonyağın 50 kat fazlasının balık zehirlenmesine neden olabileceğini söyledi.

20 Ağustos’ta İzmir Körfezi’ndeki Bayraklı ve Karşıyaka plajlarında yosun çoğalması ve balık ölümlerinin görülmesinin ardından kötü koku sorunu ortaya çıktı. Kötü kokuların ve yosun çoğalmasının devam ettiği körfezde balık ölümleri artmaya devam ediyor. Balık ölümleri son dönemde Aksoy İlçesi, Karşıyaka İlçesi ve Bayraklı Sahili’nde yoğun olarak görülüyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 5 Eylül’de bölgede yaptığı incelemelerin ardından yaptığı açıklamada, deniz atıksularından gelen amonyak miktarının olması gerekenden 50 kat daha fazla olduğunu, bunun da evsel su ve sanayi sularının kirlenmesi anlamına geldiğini açıkladı. atıklar arıtılmadan suya karışıyor. Bakan Kurum, bu durumun koku sorununu da beraberinde getirdiğini ve hem deniz canlılarının hem de insan sağlığının tehdit edildiğini söyledi.

Soruları yanıtlayan Beşiktepe, İzmir Körfezi’ndeki mevcut genel tablonun, balık ölümlerinin ilk yaşandığı 20 Ağustos’taki ile aynı olduğunu söyledi.

Bölgede oksijen seviyesinin halen çok düşük olduğunu vurgulayan Prof. yaz sonu ve sonbahar başı.

Beşiktepe şu bilgileri verdi:

“Geçmiş yıllarda küçük çaplı zararlı ve renkli alg çoğalmaları olmuştu ama balık ölümlerine neden olmamıştı. Orada edindiğim tecrübeyle bunun 2 ay sürecek bir süreç olduğunu söyleyebilirim, göreceğiz. Eylül ayında suların soğumasını ve sistemin yeniden dengeye gelmesini beklememiz gerekecek. Maalesef önceki yıllarda da aynı durum yaşandı. “Fakat bu yıl bunu gördük çünkü durum çok daha ciddiydi.”

Kurutma akışlarına vurgu

prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi’nin yapısının haliç olduğunu, bu sistemlerde derelerdeki suyun akıntı nedeniyle buraya ulaşmaması nedeniyle nehrin üst akıntı, deniz suyunun ise alt akıntı olarak geldiğini ifade etti. kuruduğunda haliç ortadan kaybolarak bir iç körfeze dönüşür ve rüzgarla dışarıdan çok az su gelebilmektedir. Dinamiklerin suyun etkisi altında çalışmaya çalıştığını anlattı.

Su yollarının durumuna dikkat çeken Beşiktepe, şunları kaydetti: “En büyük sorun su yollarının kuru olması. İzmir İç Körfezi’ne 20’den fazla su yolu akıyor ve bunlardan su akmıyor. Kışın yağışlı bir dönem geçirirsek, Bu, normal işleyişini geri getirebilir ve sistemi kurtarabilir. Ancak çok fazla yağış almazsak, “Bu akışlar aktif hale gelmezse kış, sonbahar ve gelecek yıl bu sorunu yaşayacağız” dedi.

Körfezde çevresel stres yaratabilecek pek çok faktörün bulunduğunu vurgulayan Beşiktepe, bu faktörler arasında insan nüfusunun artması, tekne sayısı ve denize yapılan boşaltımları gösterdi.

“Körfez balığı yiyenlerde ciddi sorunlara yol açabilir.”

Balığın ölüm nedeninin çok iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayan Beşiktepe, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un İzmir Körfezi’ne ilişkin açıklamalarının önemli bulgular içerdiğini söyledi.

Beşiktepe şu değerlendirmelerde bulundu:

“Sayın Bakanımız konuşmasında amonyak miktarının 50 kat daha fazla olduğunu ifade etti. Bu önemli bir bulgu çünkü amonyak fazla olduğunda özellikle büyük (yetişkin) balıklarda zehirleyici etki yapabiliyor. Buradaki diğer faktörler oksijenin biraz az olması, balıkların bu ortamda bulunma ihtimalinin daha yüksek olması.” Çok fazla nefes aldığı için yani ortamdan daha fazla toksik madde emdiği için ölebilir. Bu balıkların ölümünün “oksijen açlığı”ndan çok farklı bir olay olduğunu anlamalıyız. Balıklar da çok zehirli bir yapıya sahip olabiliyor ve bu da Körfez balığı yiyenlerde ciddi sorunlara yol açabiliyor, toksik bir etkisinden bahsediyoruz. Oksijen eksikliğine sebep olan şey balığı öldürmüş olabilir ama balık oksijen eksikliğinden dolayı ölmemiş olabilir. Hangi önlemlerin alınacağını belirleyebilmemiz için bunun ciddi şekilde incelenmesi ve açıklanması gerekiyor.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu